CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, verilen sözlere rağmen kadroya geçirilmeyen taşeron işçilerin mağduriyetlerine ve belediye şirketlerinde çalışan işçilerin özlük haklarına dair yazılı bir basın açıklamasında bulundu.
İktidarın seçim vaatlerini gerçekleştirmek için çaba göstermediğini ifade eden Nermin Yıldırım Kara, “Her meselede olduğu gibi taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi konusunda da verilen sözler tutulmuyor. Seçim kazanmak için yapılan vaatler seçimin ertesinde unutuluyor ve rafa kaldırılıyor. Artık bu dönemde taşeron işçiliğin bulunması bir kölelik düzeninin işaretidir. Seçim öncesinde, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ‘çalışmamızın büyük bir kısmını tamamladık’ İfadesini kullanmıştı. Seçim geçeli 2 ay oldu ama herhangi bir gelişme göremedik. Düzenlemelerden faydalanamayan ve emeğini satarak zor şartlarda geçinen 90-100 bin taşeron işçi mevcut. En başta yurttaşa karşı bu yaklaşımın değişmesi gerekiyor. Taşeron işçiler için ne söz verildiyse tutulmalıdır.” dedi.
BELEDİYE ŞİRKETLERİNDE ÇALIŞAN İŞÇİLER İÇİN İLAVE TEDİYE HAKTIR
2017 yılında da taşeron işçiliğinin son bulacağına dair vaatler öne sürüldüğünü işaret eden CHP Hatay Milletvekili, “24 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 696 sayılı KHK ile kamuda çalışan taşeron işçilere dair bir düzenleme yapılmıştı. Bunun duyurusunu da iktidar tarafı ‘taşeronluk artık kalktı’ şeklinde yapmıştı. 2019 yılında ise yine başta Kamu İktisadi Teşebbüslerinde olmak üzere ‘taşeron’ lafının kaldırılıp yeniden düzenleme yapılacağı söylendi. Lakin sonuç böyle olmadı. 696 sayılı KHK’ya göre işçinin kadro kapsamına girebilmesi için şirket ihalesindeki toplam yaklaşık maliyetin en az yüzde 70’inin işçilik maliyeti olması gerekiyor. Bu kapsama giremeyen taşeronlar kadroda yer bulamadı. Yine mevcut düzenlemenin geçici 23. Maddesi, 24. Maddesi ve 25. Maddesi’ne göre işçiler çalıştıkları şirketlerden belediye şirketlerine geçirilmiş ve kadro verildiği ilan edilmiştir. Yine burada belediyelerin kadrolu işçileri ile belediye şirket işçileri arasında bir fark doğmuştur. Belediye şirketinde çalışan emekçi özlük ve sosyal haklar bakımından belediye bünyesindeki işçilerle aynı haklara sahip olamamıştır. Kamuda bulunan taşeron işçiler kadroya geçtiği zaman 52 günlük ilave tediyeden faydalanırken, belediye şirketleri aynı kapsamda bulunmadığı için ilave tediye ödemesi yapmamaktadır. Çalışma saatleri uzun aldıkları ücret bu ekonomik ortamda yaşamlarını idame ettirecek düzeyde değildir. Yine belediyelerde üniversiteyi bitirmiş, lisans mezunu olmuş ve memur işleri yapan yurttaşlar var. Genellikle mühendis, mimar yardımcısı, zabıta gibi kadrolarda bulunuyorlar. Memur işi yapanların memur olarak değerlendirilmesi hukuki bir sorumluluktur. Eşit işe eşit ücret ve eşit statü ilkesi getirilmelidir. Yaratılan mağduriyetlere ve oluşturulmaya çalışan kölelik zihniyetine dair örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kısacası bu iktidar döneminde yapılan düzenlemeler taşeronluğu tekrar dönüştürmek dışında bir çözüm getirmemiştir.” dedi.
GÜVENCELİ YAŞAM TÜM YURTTAŞLARIN HAKKIDIR
Taşeron işçilerin kadroya geçip daha güvenceli şekilde yaşamlarını idame ettirmesinin bir sosyal devlet ve yurttaşlık ilkesi olduğunu belirten Yıldırım Kara sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut ekonomik krizde, taşeronluğa mahkûm edilen işçiler gelecek kaygısı içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Burada yaratılan haksızlık ve hukuksuzluk ivedi şekilde giderilmelidir. Belediye şirket işçileri iktidarın kamuoyuna lanse ettiği üzere kadroya geçtilerse 6772 sayılı Tediye Kanunu gereğince ilave tediye ödemelerini almaları gerekmektedir. Yine gece mesaileri ve yemek parası gibi olanaklar sunulmalıdır. Emekçiler zaten yaratılan ve inat edilen ekonomi politikaları neticesinde yoksulluğa ve açlık sınırına mahkûm edilmiştir. Bir de emekçiler arasında yaratılmaya çalışılan ayrımcılık, tesis edilemeyen toplumsal adaleti daha da kırılgan hale getirecektir. Verilen sözler tutulmalı, taşeron işçiler kadrolara geçirilmeli ve özlük hakları iyileştirilmelidir.”