6 Şubat deprem felaketinin ardından Eskişehir’e göç eden Hataylı İşçioğlu ailesinin dönüş yolunda otogarda güvenlikler tarafından ailecek darp edildiği iddia edildi.
Halil Kadir İşçioğlu’nun, memleketine kesin dönüş için gittiği otogarda güvenlik görevlileri tarafından darp edildiği iddia edildi. Halil Kadir İşçioğlu, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlere Hatay’ın Antakya ilçesinde ailesiyle birlikte yakalandı. Birinci dereceden 58 yakınını kaybeden İşçioğlu, ailesiyle birlikte Eskişehir’e gelerek KYK Doğan Aslan Bey öğrenci yurduna yerleşti. Yaklaşık 5 ay burada kalan Halil Kadir İşçioğlu ve ailesi otobüs bileti alarak Hatay’a kesin dönüş için Eskişehir Şehirlerarası Otobüs Terminali’ne gitti. Halil Kadir İşçioğlu’nun iddiasına göre, burada X-Ray cihazına bavul yerleştirirken Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan güvenlik görevlileri ile tartıştı. Tartışma kısa sürede büyüdü. Yine iddiaya göre güvenlik görevlileri Halil Kadir İşçioğlu’nun 3 yaşındaki yiyeni Ahmet Güler’in sırtına basarken, eniştesine ise yumruk attı. Olaylar üzerine durumu polise bildiren aile darp raporu alarak görevlilerden şikâyetçi oldu.
“3 YAŞINDAKİ YEĞENİMİ YERE DÜŞÜRDÜ VE ÜZERİNE BASIP GEÇTİ”
Olay anının anlatan Halil Kadir İşçioğlu, “Aileden 1’inci derece olarak 58 tane kaybımız var, diğerlerini sayamıyoruz. Memleket yok oldu, çok kötüydü. Biz orada kıyameti yaşadık. Ondan sonra Eskişehir’de KYK yurduna yerleştik, devlete sığındık. 5 aydır burada ikamet ediyoruz. Bugün itibariyle yurttan çıkışımız verildi ve Hatay’a kesin dönüş için yola çıkacaktık. 5 aydır burada olduğumuzdan dolayı eşyalarımız biraz fazlaydı. Eşyaları araçlarla güvenlik görevlilerinin orada X-Ray cihazından geçirdik. Orada güvenlik görevlilerinden bir tanesi, kimlik ibraz etmemiz durumunda geçebileceğimizi söyledi. Kimlik ibraz ettik, onun ardından X-Ray cihazına girmeden yan taraftan geçebileceğimizi ifade etti. Çünkü biraz da acelemiz vardı, eşyalarımız çok olduğundan dolayı otobüs saatine yetişmeye çalışıyorduk. Orada başka bir güvenlik görevlisiyle kendi aralarında tartışmaya başladılar. Diğer görevli kesinlikle X-Ray cihazına girileceği konusunda telkinlerde bulundu. Biz de ona uyduk ancak ben X-Ray cihazına çantayı biraz sert attım. Onun üzerine, ‘Terbiyesizlik yapma’ diye bana sert bir üslup ile uyarıda bulundu. Ailemin yanında bana hakaret etmemesi gerektiğini söyledim. Onun üzerine, ‘Terbiyesizlik yapmazsan, ben de sana böyle konuşmam’ dedi. Tekrar uyarıda bulundum. Babam ve eniştem yanımdaydı, onlar da aynı şekilde tepki göstererek güvenlik görevlisine, ‘Bak biz ailecek buradayız, depremzedeyiz ve zaten iyi değiliz. Burada size sığındık, 5 ay bize baktınız Allah razı olsun. Şimdi Hatay’a kesin dönüş yapıyoruz, sizin bu yaptığınız muamele olmaz’ dediler. Ona rağmen bu defa babama hakaret etmeye başladı, ‘terbiyesiz, ahlaksız’ tarzında kelimeler kullandı. Biz de ailemizin yanında bu hakaretleri kaldıramadık. Bir anda biz de ona sert bir karşılık verdik. Onun üzerine yerinden kalktı, 3 yaşındaki yeğenimi yere düşürdü ve üzerine basıp geçtikten sonra enişteme yumruk attı. Yeğenimin sırtına bastı, çocuğun sırtında ayak izi çıktı” dedi.
“DARP RAPORU ALDIK”
Yaşanan arbededen dolayı biletlerinin yandığını belirten Halil Kadir İşçioğlu, “Darp raporu da mevcut. Diğer güvenlik görevlileri de ona eşlik etti. Orada bir arbede yaşandı, ancak ben herhangi bir şekilde darp edilmedim, etmedim. Eniştem ve 3 yaşındaki yeğenim darp edildi. Ben hakarete maruz kaldım, daha sonrasında da tabii ki otobüsü kaçırdık. Biletimiz yandı, iş buralara geldi. Annem sinir krizi geçirdi, bayağı bir problem yaşadık. Eniştemin elinde sıyrıklar ve ayağında morluklar var. Hastaneye gittik, darp raporu aldık, karakolda da ifademizi verdik ve davacı olduk” ifadelerini kullandı.
“ESKİŞEHİR’İ BU ŞEKİLDE HATIRLAMAMALIYDIK”
Halil Kadir İşçioğlu’nun eşi Eda İşçioğlu ise Eskişehir halkının çok iyi kendilerini misafir ettiklerini belirtirken, yaşananların hoş olmadığı konusunda şöyle konuştu;
“Eskişehir’e yakışmayan bir davranıştı. 6 ay burada kaldık, Eskişehir insanı bizi kucakladı. Çevre bizi sardı, sarmaladı ve giderken bize bu böyle bir terbiyesizlik yapıldı. Yani Eskişehir’i bu şekilde hatırlamamalıydık.”